Çok zengin bir ülke miyiz?

Abdullah İncir
İnşaat Mühendisi

17 Ağustos tarihinde her yıl İMO yetkilileri Depremi unutmamak ve halkın Afet Bilincini diri tutmak için çeşitli etkinlikler düzenlerler. Bu yıl Pandemi nedeni ile sahaya inemediğimiz için online söyleşi, paneller ve yazılı basına önem verildi. Bana da bu konu ile ilgili bir yazı yazılması görevi verildi. Aklıma yıllar önce Birol BORA arkadaşımın yapı stokunun iyileştirilmesi ile ilgili yazdığı bir makalede “Japonya’da depremden sonra alınan önlemleri görmek üzere yurt dışından gelen heyetler güçlendirmenin çok yoğun olarak yapıldığını görmüşler. Yetkililere neden yıkıp yeniden imal edilmediğini soran heyete Japonlar; BİZ ÇOK ZENGİN BİR ÜLKE DEĞİLİZ. demiş.”

Peki biz çok zengin bir ülke miyiz ki, planlama yapılmadan, ortak akıl ve görüş birliğine varılmadan, alt yapı ve diğer etkenler göz önüne alınmadan sırf kentsel dönüşüm yapılsın diye yıkıp binalarımızı yapıyoruz. Müteahhitlerimize iş çıkartıp rant zenginleri oluşturuyoruz. Dünyanın en zengin ülkesi olan Japonya güçlendirmeyi basit ve ekonomik yöntemlerle tamamlıyor. Sonra bir plan dahilinde yıkıma gidiyor. Önemli olan insan hayatı ve mümkün olduğu kadar Depremden az etkilenmeleridir.

Yapı Stoku Envanterinin çıkartılması için yıllardır uğraş veriyoruz. Ulusal Deprem Stratejisi Eylem Planı (UDSEP) hazırlandığında çok sevinmiştik. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde Balçova ve Seferihisar yapı stoku envanter çalışmaları bu planın ilk uygulamasıdır ve başarılı bir çalışma yapılmıştır. Ancak -6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun çıkınca UDSEP: geri plana itildi. Sonuç olarak Yapı Stoku Envanteri çalışmaları rafa kaldırıldı.

İzmir ilimiz birinci derece deprem kuşağı içinde ve İstanbul’dan sonra deprem riski açısından bana göre 2. tehlikeli ilimizdir. Bunu gören duyarlı yetkililerimiz (gerek merkezi gerekse yerel yöneticiler) yıllar içinde çok güzel çalışmalar yapmıştır. Özellikle bizi de ilgilendiren ve faaliyetleri içinde olan İMO İzmir Şube aşağıdaki çalışmalarda başarılı bir şekilde görevini yerine getirmiştir.

1. Radius Projesi

1999 yılında tamamlandı
İzmir’in deprem senaryosu
Risk yönetim planı hazırlandı

2. İzmir Afet Riskini Azaltma Sempozyumu

İzmir’de kurumlar Afet için ne yaptı, Kurumlar 1999 Radius Projesinde yer aldığı şekilde mevcut deprem riskinin azaltılması. Ayrıca İMO İzmir Şube ve Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü de bu sempozyuma mevcut yapı stokunun belirlenmesi başlıklı bir pilot çalışma yapılmıştır.

3, Yapı Stoku Envanteri Çalışmaları
(Afete Dirençli Kentler kavramı çerçevesinde İzmir’de Yapı Stoku Envanteri ve Deprem Riski Çalışmaları)

(Balçova ve Seferihisar Merkez İlçeleri) Deprem güvenliği konusundaki çalışmaların sonucunda öncelik sıralaması tespit edilmiştir.

Bu üç çalışmanın binalardaki Deprem riski açısından değerlenip bir tabloda gösterirsek;

                        YAPI STOĞU İLE İLGİLİ İZMİR’DE YAPILAN ÜÇ ÇALIŞMANIN DEĞERLERİ

    
      Bina Kalitesi % olarak
Çalışmanın Adıİyi orta kötü
Radius Projesi ( 1997 – 1999)%25 %58 %17

Afet Riskini Azaltma Sempozyumu
%3 %52 %45

Balçova İlçesi Yapı Stoku Envanter Projesi
%32 %46 %23
    

Tablo incelendiğinde: iyi ve kötü binalarımızın farklılığı; çalışma yöntemi, mevcut yönetmeliklerin değişmesi açısından değerlendirilmesi tartışılabilir. Ancak tabloda orta bölümdeki binalarımızın rakamlarının birbirine yakın olması bize mevcut yapı stokumuzun üzerinde düşünmemiz gerektiğini söylemektedir.

Deprem afetinin ne zaman geleceği belli olmadığı için hızlı bir şekilde binalarımızın %50 sine yakın basit güçlendirmelerle koruma altına alabiliriz. Bunun için Üniversite araştırma laboratuvarları ile işbirliği yapılabileceğini düşünmekteyiz.

Güçlendirmedeki amaç; depremde binaların çökmemesi, insanların binaların altında kalmaması yani binaların ekonomik bir şekilde iyileştirilmesidir. Sonuçta planlanan zamanda bina zaten yıkılacak, burada amacımız insanlarımızın mümkün olduğu kadar az hasar almasıdır.. İzmir’in riskli bölgelerinde 1, 2 ve 3 katlı olup ( gecekondu) mühendislik hizmeti alamayan binalar azımsanmayacak sayıdadır.

Japonya bu işi (öncelik sırasına göre planlayarak) yaptığına göre biz neden yapamayalım. Belki iyileştirme süreci uzun sürecek ama sonuçta bitecek.

17 Ağustos’ta yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımızı saygıyla anıyor, Yöneticilerimizi ortak düşüncelere önem vererek önlem almaya ve göreve davet ediyorum.

KAYNAKLAR

1-Radius Projesi
2-İzmir’de üç pilot bölgede Yapı Stokunun değerlendirilmesi
3-Afete Dirençli Kentler Kavramı çerçevesinde İzmir’de Yapı Stoku Envanteri ve Deprem Riski çalışmaları.