Merhabalar. Ben Talha. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi son sınıf İnşaat Mühendisliği öğrencisiyim. 2019-2020 bahar döneminde Polonya’nın Krakow şehrinde Politechnika Krakowska (Cracow University of Technology) okulunda bir dönem Erasmus öğrenim hareketliliğinden yararlandım. Bu yazıda bizim mesleğimiz çerçevesine de değinerek Erasmus’la ilgili deneyimlerimi sizlerle aktarmaya çalışacağım.
Not olarak ben hibeli olarak gitmiştim. Ayrıca Covid-19 sürecine Polonya’dayken yakalandım ama o dönemde 1,5 ay kadar süren ciddi kısıtlamalar altında yurtta Erasmus’lu arkadaşlarla “Show must go on!” modunda takıldıktan sonra hatırlarsanız çoğu şey normalleşmeye gitmiş ve ben elimden geldiği kadarıyla elimdeki imkanların sınırlarını zorlamıştım :))
Erasmus Nedir?
Erasmus hepimizin bildiği gibi, Avrupa Birliği’nde bulunan ve ekstra olarak Avrupa Birliği üyesi olmayıp programa anlaşmalı üye olan ülkeler arasında üniversiteler arası gerçekleşen öğrenci değişim programıdır. Her okulun Erasmus kabul prosedürleri ve işleyişi ufak tefek de olsa farklılıklar içerdiği için çok ayrıntıya girmeyeceğim. Genel olarak bahsetmek gerekirse, üniversitenizin yaptığı yabancı dil İngilizce sınavı ve okul ortalamanızın belli yüzdelikleri alınır. Sınava girenler arasında oluşan puan sıralamasına, her okulun anlaşmasına bağlı olarak, değişen kontenjanlara göre Erasmus programına değişim hakkı kazanılır. Hibe olanakları, sınav tarihleri, yüzdeler gibi teknik ayrıntıları okulunuzun Erasmus Koordinatörlüğünden öğrenmeniz en doğrusu olacaktır.
Neden Erasmus?
Şimdi gelelim işin eğlenceli kısmına. Neden Erasmus? Çünkü arkadaşlar, Erasmus tek kelimeyle deneyimdir. Evrensel bir ifadedir bu hatta. Erasmus ortamlarına girerseniz “Erasmus Experience” ifadesini bol bol duyacaksınız (genelde bir şeyin artık sınırlarını aşarken kullanılır 😊). Erasmus ortamı adeta 7/24 canlı bir kişisel gelişim atölyesidir. Dünyanın dört bir yanından yeni insanlarla tanışırsınız, evrensel dil olan İngilizce konuşma yeteneğinizi geliştirirken, üstüne her dilden size bir şeyler öğretmeye çalışan insanlarla karşılaşırsınız. Farklı kültürleri deneyimlerken, kendi kültürünüzü tanıtma fırsatı bulursunuz (belki garip gelecek ama kendi kültürünüzü tanıtmak için kendinizde bulacağınız azim sizi çok şaşırtacak). Gezmenin ve yeni yerler görmenin keyfinin doruklarına ulaşırsınız. Hiç bilmediğiniz bir yerde, hiç bilmediğiniz insanlarla ve muhtemelen dilini de hiç bilmediğiniz bir ülkede aylarca yaşayarak, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmenin tatminkarlığını tadarsınız.
Dünyanın dört bir yanından gelen ve sizinle tamamen aynı sıfatla orda olan onlarca öğrenciyle geçirilen vakit, getirdiği eğlencenin yanında, insanın kişisel vizyonunu da ufuklara taşıyor. Farklı ülkelerdeki yaşayış ve düşünce yapısını görmek, deneyimlemek benim dünyaya bakışımı değiştirdi diyebilirim.
Çok gezen mi, çok okuyan mı daha çok bilir bilmiyorum ama Erasmus yapan kişinin hayatına bayağı bir bilgi ve insan kattığını biliyorum. Tüm bunları öğrenci olanaklarıyla elde etmek için harika bir fırsat Erasmus. Bu yazıyı okuyan siz, içinizde ufacık bir şüphe bile varsa umarım ondan vazgeçer ve bu yolun kapısını aralamak için elinizden geleni yaparsınız.
Erasmus’un Bana Olan Mesleki Katkısı
İnşaat mühendisliği gözünden bakmak istiyorum olaya şimdi. Çünkü biliyorum ki bu açıdan bakıp deneyimlerini aktaran pek kişi yok, en azından ben denk gelmedim.
Her şeyden önce, meslek eğitiminde, ülkeler arasındaki farklılıkları deneyimliyorsunuz tabii ki. Farklı bir kültürdeki öğretme tekniklerini görüp, eğitiminize daha etraflı bir bakış açısı getirebiliyorsunuz. Ben bir dönemde birçok proje yapmış, hepsinde hem zorlanıp çok eğlenmiştim. Aldığım dersler çerçevesinde, yol projesi çizmiş, bir otelin su ve havalandırma sistemini çözmüş, kaldığım yurdun yanına bir gençlik merkezi basit mimari projesi çizmiş, iş ve proje yönetimi, adam-saat hesapları öğrenmiştim. Tabi bunlar gözünüzü korkutmasın, Erasmus öğrencisi olduğumuz için yardımcı oluyorlar genelde (farklı ülkelere giden arkadaşlarımdan da teyit ettiğim kadarıyla 😊).
Okul eğitiminin dışında da beni en çok etkileyen şey gittiğim her ülkedeki mimari doygunlukla birlikte şehir ve ulaşım planlamasıydı. Ulaştırmaya ilgi duyan biri olarak Avrupa ülkelerinde kurulan düzen, nizam beni şok etmişti. Eski şehirlerin korunmasına ve restoresine verilen uğraş, büyüyen nüfusla şehir etrafında gelişen yeni şehir yerleşiminin uyumu kesinlikle saygı duyulası. Hem şehir planlaması hem de eski şehirlerin korunması konusundaki restorasyon vizyonunu yerinde gözlemlemek, o sokaklardan bizzat geçmek, o ulaşım ağını bizzat kullanmak bir inşaat mühendisliği öğrencisi için çok yararlı ve keyifli.
Ayrıca son not olarak da yurtdışı kariyeri isteyenler için, Erasmus yaptığınız okulla ilişiği kesmeyip yüksek lisans fırsatlarından yararlanabileceğinizi belirtmek isterim. Gelecek planları yapan meslektaşlarıma duyurulur.
İnanın içim çok coşku dolu ama şimdilik değineceklerim bu kadar. Umarım size bir şeyler aşılayabildiğim bir yazı olmuştur. Sağlıcakla kalın 😊.