TMMOB 7. Kadın Kurultayı ve İzmir Yerel Kurultayı Üzerine
20-21 Kasım 2021 tarihlerinde Ankara’ da gerçekleşecek olan TMMOB 7. Kadın Kurultayı’na hazırlık amacıyla “Haklarımızdan, Eşitlikten, Adaletten Vazgeçmiyoruz” başlıklı ve aşağıda belirtilen;
- TMMOB’de Kadın Örgütlülüğü,
- TMMOB’ li Kadınların Eşitlik Mücadelesi,
- Uluslararası Sözleşmeler ve TCK,
- Pandemi sürecinde şiddet,
- Pandemi süreci ev içindeki dengeleri nasıl değiştirdi?
- İstihdam ve ücretlendirilme konusunda cinsiyet ayrımcılığı, cinsiyetçi iş tanımlamaları,
- Genç öğrenci kadın üyelerin pandemi sürecinde yaşadıkları,
- İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulamaları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği,
- Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ nin sağlanması yönünde yasal haklarımız,
- LGBTİ+ bireylerle dayanışma,
- Kadın çalışmalarının yereldeki yansımaları, meslek odalarındaki kazanımlar, ilham veren örnek çalışmalar,
- Yerel Kurultaylar’ daki kadınların sorunları,
Alt konu başlıklardan, İzmir İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubunun yaptığı İzmir Yerel Kurultayında, “İstihdam ve Ücretlendirilme Konusunda Cinsiyet Ayrımcılığı, Cinsiyetçi İş Tanımlamaları” alt başlığı seçilmiş; 25 Eylül 2021 Cumartesi günü Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde yapılan kurultayda, KESK 9. Dönem Yürütme Kurulu Eş Genel Başkanı Aysun Gezen konuk konuşmacı olarak katılmıştır. Kurultaya TMMOB’ a bağlı odaların İzmir şubelerinden 64 mühendis, mimar, şehir plancısı kadın üyenin yanı sıra Aydın, Manisa ve Denizli İKK temsilcileri de katılmıştır.
TMMOB’de kadın politikalarının belirlenmesi, kadın örgütlenme modelinin oluşturulması ve örgütlülüğünün güçlendirilmesi doğrultusunda; Mimar, Mühendis ve Şehir Plancısı kadınların sorunlarına ve çözüm önerilerine yönelik olarak, birincisi 2009 yılında yapılan ve 2 yılda bir düzenlenen kurultay ve yerel kurultayların, bu yıl 7.si gerçekleştirildi.
Yerel kurultayda çarpıcı konuşmalardan özet olarak,
- 12 yıl önce düzenlenen İlk TMMOB Kadın Kurultayı ile kadın çalışmalarını TMMOB örgütlülüğü içerisinde kurumsallaştırmanın ilk adımları atılmış, o tarihten bu güne epeyce yol alınmıştır. Son olarak da, TMMOB 46. Genel Kurulu’nda verdiğimiz önerge doğrultusunda TMMOB Disiplin Yönetmeliği’nde gerekli değişiklik yapılmış, 16.09.2021 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak uygulamaya girmiştir. Bu değişikliğe göre yönetmeliğe;
- “Disiplin Cezaları ile İlgili Genel İlkeler” başlıklı 3. maddesinde düzenlenmiş olan disiplin cezalarının verileceği kişilere ilişkin kısma “psikolojik yıldırma/baskı/her türlü taciz uygulayanlara, cinsiyet ayrımcılığı yapanlara” verilir cümlesi,
- “İlk İnceleme ve Soruşturmacı Atanması” başlıklı 16. Maddesine “Cinsiyet ayrımcılığı ve cinsel taciz bildirimlerinde Oda Kadın Komisyonunun önereceği bir kadın oda üyesinin soruşturmacı olarak atanması zorunludur.” Cümlesi,
- “Soruşturmanın Yöntemi” başlıklı 17. Maddesine “Cinsiyet ayrımcılığı ve cinsel taciz bildirimleri ile ilgili soruşturma kapsamında Oda Onur Kurulunun değerlendirmesini geliştirmek üzere Oda Kadın Komisyonundan ve/veya TMMOB Cinsiyet Ayrımcılığı Takip Sekretaryasından konu hakkında görüş oluşturması istenir ve bu görüş raporu değerlendirme kapsamında dikkate alınır.” cümlesi eklenmiştir.
- Disiplin Suçları ve Cezalar başlığının altında 9. Madde olarak düzenlenmiş olan “Meslek Uygulamasının Yasaklanması Cezası” (Meslekten men) kısmına d bendi olarak “mesleki uygulama ve pratiklerde; psikolojik yıldırma/baskı/ taciz uygulamak ve cinsiyet ayrımcılığı yapmak” eklenmiştir.
En önemli kazanımlarımızdan birisi “İlk İnceleme ve Soruşturmacı Atanması ile Soruşturmanın Yöntemde yapılan değişiklikler olmuştur. Sonuçta, Cinsiyet ayrımcılığı sorunu çözülmeden, demokratik bir toplum yaratılmasının mümkün olmayacağını, bu nedenle kadın ve erkeğin eşit bir şekilde, yan yana yaşamın her alanını paylaşması ve omuz omuza mücadele etmesi gerektiği savunulmuştur.
Konuk Konuşmacı Aysun Gezer ise;
- TMMOB içindeki kadın çalışmalarının ana ekseninin, üyelerinin beşte birini oluşturan kadınların dayanışmasını, örgütlenmesini ve temsiliyetini daha güçlü hale getirmek, Oda çalışmalarında ve Oda organlarına katılımda kadınların sayı ve etkinliklerini artırmak; kadın hakları konusunda farkındalıklarının gelişmesine katkı sağlayacak etkinlikler düzenlemek; kadınların mesleki, sosyal, kültürel, dayanışmasını sağlayacak yönde projeler oluşturmanın yanı sıra, kendi sorunlarından yola çıkarak ülkemizde mesleki, siyasi ve sosyal alanlarda eksikliği duyulan “kadın politikalarının” oluşturulması amaçlarını da taşıdığını vurguladı. Egemen sınıfın çıkarlarına hizmet eden cinsiyet ayrımcılığı çözülmeden özgür ve eşit bir toplumun oluşmasının da mümkün olmadığı belirtilerek, kadınların TMMOB içerisinde örgütlülüğünün güçlenerek devam edeceği konusunda kararlılığına vurgu yapmıştır.
- “İstihdam ve Ücretlendirilme Konusunda Cinsiyet Ayrımcılığı, Cinsiyetçi İş Tanımlamaları” konusunda görüş ve istatistikleri aktararak, Devletin kadınlara sermaye ile patriyarka arasındaki ilişkiyi bozmayacak şekilde işgünü önerdiğini bunu mesleklerdeki kadın-erkek dağılımlarından da çok açık şekilde görülebileceğini, toplumsal cinsiyetin meslek dağılımlarında da etkili rol oynadığını belirtti. Kadınların evde ücretsiz bakım hizmetlerinde çalıştığını çalışan veya çalışmayan her kadının omuzlarında bu yükün olduğunu ve mevcut hükümetin eğitim politikalarının da bunu destekler nitelikte olduğunun altını çizdi.
- TMMOB ve bağlı odalarının faaliyet alanı düşünüldüğünde bu mesleklerin özellikle “erkek işi” olarak görülmesine karşın, geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri doğrultusunda şekillenmesi, kadınların, eğitim –münevver erkekler yetiştirmek annelerin rolü olarak görüldüğünden onları eğitecek kadınların eğitilmesi– , sağlık ve hizmet sektöründe daha yoğun yer almasını belirttikten sonra üniversite eğitiminde de kadın sayısının halen görece düşük olması, programı tamamlayanların istihdama katılımlarının düşmesi odalardaki toplumsal cinsiyet dağılımını da etkilediğini belirtti.
İzmir Yerel kurultay başlığı altında aşağıda belirtilen sonuçlar öncelik kazanmştır;
- Kadınların istihdama ve örgütlü mücadeleye katılımının önünde en büyük engellerden biri olan bakım emeğinin kamusal hizmet olarak verilmesi, çocuk, yaşlı, hasta, engelli bakımının kamusal olarak, herkes tarafından ulaşılabilir, bilimsel, nitelikli şekilde sunulması için mücadele yürütmek çok önemlidir. Toplumsallaştırılmış bir talep olarak odaların kendi örgütlü yapısı içinde bu mücadeleyi yürütmek gerekmektedir.
- Örgüt içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri ve eleştirel erkeklik çalışmaları ile eğitimleri düzenlenmelidir.
- Eğitimin erken aşamalarında kız çocuklarını bu mesleklere yönlendirecek, mesleklerin geleneksel toplumsal cinsiyet rollerine göre belirlenmesine müdahale edecek kimi çalışmalar eğitim sendikalarıyla birlikte de planlanmalıdır.
- Bütçe dönemlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini merkeze alan bütçeler oluşturulmalıdır.
- Ücret eşitsizliği, meslek ve özlük hakları konusundaki eşitsizliklere karşı bir mücadele programı oluşturulmalıdır.
- %88’i özel sektör çalışanı ve %80’i de ücretli çalışan olan mühendis, mimar, şehir plancılarının işçi ve kamu çalışanları sendikalarında da örgütlenmesi için çalışma yürütülmesi gerektiği sonuçlarına varılmıştır.
Son söz olarak da “Egemen sınıfın çıkarlarına hizmet eden cinsiyet ayrımcılığı çözülmeden özgür, adil, şiddetsiz ve eşit bir toplumun oluşması da mümkün değildir.
Bu nedenle; kadınların TMMOB içerisinde örgütlülüğünün güçlenerek devam etmesi kararlılığı içinde olduğumuzu bir kez daha dile getirerek “Haklarımızdan, Eşitlikten, Adaletten Vazgeçmiyoruz” diyerek yerel kurultayımızı tamamladık.
20-21 Kasım 2021 tarihlerinde gerçekleşen TMMOB7. Kadın Kurultayında ufkumuzu açan konuk konuşmacılar veya siyaset bilimciler yoktu. Kurultay öncesinde yukarıda belirtilen başlık ve alt başlıkları çerçevesinde 15 İl Koordinasyon Kurulundaki Kadın Çalışma Grubundaki, mimar mühendis ve şehir plancısı kadınlar, toplumsal ve mesleki sorunları tartışmış ve merkezi kurultaya taşımıştır.
1.Oturum “Örgütlenme” başlığını Adana İKK sözcüsünün çerçeve sunumundan sonra beş İKK Kadın çalışma grubu kendi sunumlarını yapmış. Bu sunumlarda öne çıkan başlıklar;
- “Anayasa ve Uluslararası Sözleşmeler Işığında Kadın Hakları” konusunda Ulusal ve Uluslararası tüm sözleşmeler önemli mücadele ve emekler sonucunda elde edilmiş olduğu, hukuken Kadın haklarının var olduğunu gösterir. Yasalarımıza bakıldığında sadece anayasamız bile bizim için kadın hakları açısından önemli bir kaynak olmasına ve ışık tutmasına rağmen bu kaynağın önü kapalı tutulmakta olduğundan bahisle, aslında yazılı metinlerde özgür eşit haklara sahibiz. Ancak 1934 yılında eşit seçme seçilme hakkına kavuşmamıza rağmen bugün %17 ile mecliste kadın temsilini görüyoruz. Kadın hakları konusunda sorunumuz yasalarımız değil, yasaların uygulanmıyor olması Bunun için de mevcut yasaların uygulanması yönünde daha fazla dayanışma ve toplumsal baskı gerekmektedir.
- Teknolojik dönüşüm, sadece teknik alanda gerçekleşen bir değişimi ifade etmez. Aynı zamanda ilişkilerde, davranışlarda ve örgütlenmede de değişimi ifade eder, hatta bu alandaki değişimi zorunlu kılar. Bu nedenle Meslek Odalarının, yakın veya orta vadede kendi organizasyonel yapılarında da değişime gitmek zorunda kalacakları öngörülebilir. Geleneksel yapılar, ilişkiler ve alışkanlıkların kısıtlayıcı etkileri analiz edilmeli ve bu konuda stratejiler oluşturulmalıdır. Bu stratejiler; Geliştirici Olmalı, Serbestlik Değil, Katılım ve Katkıya Teşvik Edilmeli, Gençleşmek Şeklinde, Görevlendirmeler Yapılmalı Sanal Ortamdan Gerçek Ortama Geçiş sağlanmalıdır.
- Öğrenci örgütlenmesi, hem TMMOB için hem de TMMOB içinde kadın örgütlenmesi için örgütlenmenin temelini oluşturulmalı, yapılan tüm organizasyonlarda öğrenciler de dahil edilmeli ve yeni örgütlenme modelleri için genç neslin görüşleri dikkate alınması gerekir ilave olarak da Kadın Çalışma Grubu olarak sosyal medya aktif kullanabilecek, acil refleks oluşturabilecek bir platform kurulmalı ve yaygınlaştırılmalı, Kadın haklarının en çok göz ardı edildiği eril dilin hakim olduğu TV programları, gazeteler, haberler vb. yerlerde konuşulan dil kabul edilmemeli. Israrla bu tür yayınları şikâyet edilip, itiraz hakkımızı her noktada kullanıp tepki gösterip TV ve gazetelere baskı oluşturulmalıdır.
- TMMOB, kuruluş amacı ve 67 yıllık mücadele tarihi boyunca daima “meslek alanlarına ve meslektaşlarına sahip çıkma mücadelesi” vermiştir. Bugün de TMMOB, kadın meslektaşlarının sorunlarına sahip çıkan ve çözüm önerilerini geliştiren, kadın bakış açısıyla omuz omuza mücadele eden kadın meslektaşlarının birlik içinde görünür kılınmasını sağlayan daha güçlü bir örgüt olmalıdır. Gelişen ve değişen dünya ve yaşam koşullarına göre TMMOB de hızlı refleksler geliştirerek görüş ve fikirlerini üyesiyle ve ülkesiyle paylaşabilecek, en iyi örgütlenme modelleri ile geçmişte olduğu gibi bugünde örnek oluşturabilecek güçtedir.
2.Oturum “İstihdam-Şiddet” başlığını İzmir İKK sözcüsünün çerçeve sunumundan sonra beş İKK Kadın çalışma grubu sunumlarını yapmıştır. İstihdam konusunu 25-Eylül tarihli İzmir Yerel Kurultayında daha önce bahsedildiği için, şiddet konusunda da şu tespitler yapılmıştır.
- Sistem yaşanan toplumsal ve ekonomik krizleri çözmek yerine, gündem değiştirerek muhalif her kesime yönelik baskı, şiddet ve sömürüyü katmerleyerek artırmaktadır. Kadınların, çocukların ve hatta bu ülkede hayvanların bile şiddete, zulüme maruz kaldığı bilinmektedir.
- Her geçen gün artan yoksulluk, işsizlik karşısında hiçbir politikanın geliştirilememesi, toplumda şiddet eğilimini ve aile içi şiddeti de artırmaktadır. Şiddete en fazla maruz kalan kadınlar ve çocuklar olmakta, hemen her gün bir kadın öldürülmektedir. Buna karşılık verilen cezalar yetersiz kalmakta ya da ceza uygulanmamaktadır. Bu cezasızlık da kadına yönelik şiddetin devlet eliyle meşrulaştırılmasını getirmektedir. Sistematik olarak artan kadın şiddeti durdurulmak istenmemekte, tam aksine katiller cezasız bırakılarak körüklenmektedir.
- Şiddetin ortadan kaldırılmasına yönelik, hem ulusal hem de uluslararası feminist mücadele sayesinde yürürlüğe giren yasal düzenlemelerden en önemlilerini; içeren” Kadına şiddetle mücadele CEDAW Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, bu Sözleşme’nin 19 ve 30 numaralı Genel Tavsiye Kararları” ve “aile içi şiddet ile mücadeleyi amaçlayan” İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun oluşturmaktadır.
- Türkiye’de kadın istihdamındaki en büyük sorun ve istenilen seviyede olmayışının nedeni; iş bölümünde toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kente göç, geleneksel aile yapısındaki gelişme ve değişiklik, düşük eğitim seviyeleri örnek gösterilebilir.
- Hepimiz biliyoruz ki, cinsiyete dayalı şiddet, kadınlara kontrol altında tutulduğunu, kendi kararlarını alan, özgür ve eşit insan olmadığını hem öğretir, hem de yaşam boyu öyle kalmayı dayatır. Şiddetten sadece kadınlar ve kız çocukları değil bütün toplum acı çeker. Şiddet, bütün toplumun demokratik geleceğini, eşit, özgür, adil ve müreffeh bir dünyanın kurulmasını engeller.
1981’den beri kadına şiddetle mücadelenin sembolü olan, 1999’da alınan Birleşmiş Milletler kararıyla resmi olarak 25.Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele günü nedeniyle basın açıklaması yapılmıştır.
TMMOB 7. Kadın Kurultayının sonucu olarak; Kadın mühendis, mimar ve şehir plancılarının sorunlarının görünür kılınması adına, dayanışma adına Toplumsal cinsiyet eşitliği ve farkındalığının başta TMMOB ve bağlı Odaları olmak üzere tüm toplum kesimlerince içselleştirilmesi için, meslek ortamının ve demokrasinin olmazsa olmaz güvencesi olan Odalarımıza ve TMMOB’ye sahip çıkmak için,
“HAKLARIMIZDAN, EŞİTLİKTEN, ADALETTEN VAZGEÇMİYORUZ”