İMO İzmir Şubesi üyeleri kent içi gezide

Pelin Kaya
İMO İzmir Şubesi
Sosyal Etkinlikler
Komisyonu
Sekreteri

14 Mayıs 2022 Cumartesi günü İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Sosyal Kültürel Etkinlikler Komisyonu olarak Ahmet Gürel rehberliğinde günübirlik İzmir Şehir İçi Arkeolojik Turu düzenledik. Gezimize sabahın erken bir saatinde Basmane’de toplanarak başladık ve bütün geziyi yürüyerek tamamladık. Sırasıyla Ayavukla Kilisesi ve Basın Müzesi, Tilkilik/Anafartalar Caddesi, Agora Ören Yeri, Yemişçi/Alanyalı Konağı, İnönü Müze Evi ve Öğle Yemeği şeklinde bir gezi programı oluşturduk.

Yıldız Sineması Sinema Müzesi

Basmane Garı’ndan yine Basmane’de bulunan, Aziz Ayavukla diye de anılan Aziz Vukolos Kilisesi’ne yürüdük. Güzergahımız üzerinde bulunan Yıldız Sineması Sinema Müzesine uğramak istedik ancak hafta sonu olduğu için kapalıydı. 1853 yılında ilk defa çalışmaya başlayan sinema o yıllarda İzmir’in en popüler sinemalarındanmış. Hanın içine girince rastladığımız İzmir’in küçük bir manzarasını arasına almış, sağlı sollu uzanan iki tarihi yapı hemen hepimizin içinde iç mekana dair bir merak uyandırdı; bu yüzden müzeyi hafta içi bir gün ayrıca gezme kararı aldık.  Ve yeniden Aziz Vukolos Kilisesine doğru yol aldık.

Aziz Ayavukla / Aziz Vukolos Kilisesi
Aziz Ayavukla / Aziz Vukolos Kilisesi

İncil’de de adı geçen kiliselerden olan bu Rum Ortodoks Kilisesi’nin yapımına 1886’de başlanmış, 1887’de Kilise ibadete açılmış. Taş ve tuğla kullanılarak yapılmış ve bir nef, bir apsis ve bir transeptten oluşan bu kilise, 1922 Büyük İzmir Yangını’nda Ermenilerin hasar görmeyen tek yapısı olarak kalmış. Türkiye-Yunanistan Mübadelesi sonucu Kilise cemaati İzmir’den ayrılmış; Şubat 1924’te Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle kilise, İzmir Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapmaya başlamış. 1975’te korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiş ancak 1990’da çıkan bir yangında kullanılamaz hale gelmiş. 2003’te İzmir Büyükşehir Belediyesi kullanımına verilerek 2008’de Büyükşehir tarafından restorasyon çalışmalarına başlanmış. 2010’da tamamlanan restorasyon çalışmalarıyla kilise kültürel etkinlikler için kullanılmaya başlanmış.

İzmir Basın Müzesi
İzmir Basın Müzesi

Restorasyan zamanında kilisenin müştemilatında bir müze oluşturulmuş: İzmir Basın Müzesi. Müzede gazetelerin ve diğer medya organlarının kullandığı çeşitli araçların, ilk hallerinden en gelişmiş modellerine dek sergilendiğini gördük. Basın tarihinde ardı arkası kesilmeyen gazeteci katliamlarının belleklerden silinmemesi için yapılan ‘Öldürülen Gazeteciler Odası’nda, gazetecilerin ‘son anları’nda  yanlarında olan eşyaları sergileniyor. Uğur Mumcu’nun bilgisayarı, Metin Göktepe’nin öldürüldüğü an üzerinde bulunan kazağı, Abdi İpekçi’nin dolma kalemi ve daktilosu; Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Turan Dursun, Ümit Kaftaoğlu, Kutlu Adalı gibi pek çok ismin kişisel ve mesleki eşyaları amaçlandığı gibi Türk Basını tarihinin yaşadığı acıları ve ödediği bedelleri hatırlatıyor ve bugün Silivri zindanlarında gözaltındaki gazetecileri, dolayısıyla basın üzerindeki baskının şeklinin değiştiğini, bizlere düşündürüyor.

Gezimize İzmir’in son yüzyılda en az değişen mahallelerinden olan ve Agora ile Basmane arasında yer alan Tilkilik/Anafartalar Caddesi’nden devam ettik ve Agora Ören yerine vardık. Şehrin ortasında yüzyıllar öncesinden kalan bu antik kent merkezine bu kadar senedir İzmir’de yaşıyor olup da rastlamamış olmak bizi olduğu gibi eminim pek çoğunuzu da şaşırtacaktır.

Agora Örenyeri

İzmir’in Konak İlçesi Kemeraltı mevkiinde bulunan Agora Örenyeri’nin, Kemeraltı ile Kadifekale arasında kurulan Symrna antik kentinin Helenistik ve Roma dönemlerinde idari, sosyal, kültürel ve dini işlevlere sahip kent merkezi olduğunu bilgisini rehberimizin bilgilendirmeleriyle öğrendik. Yine Agora Örenyeri’ndeki kalıntıların önemli bir kısmının M.S 2. yüzyıla ait oldukları bilgisini de edindik. “Agora” sözcüğü, “kent meydanı, çarşı, pazar yeri” anlamına geliyor. Bu Agora’nın İyon Agoraları’nın en büyüğü ve üç katlı yapısıyla dünyanın tek örneği olması açısından önemine değindik.

Agora Örenyeri
Agora Örenyeri
Agora Örenyeri – İskender’in Rüyası

Dikdörtgen formda, ortada geniş bir avlu etrafında sütun ve kemerler üstüne inşa edilmiş, üç katlı ve önünde merdiveni olan bileşik bir yapı olan Agora Örenyeri’nin kuzey kapısında Tanrıça Vesta kabartması oldukça ilgi çekiciydi. Tanrı Hermes, Dionysos, Eros ve Herakles heykellerinin yanı sıra; Helenistik dönem, Roma dönemi, Bizans ve Osmanlı dönemine ait birçok erkek, kadın, hayvan heykeli, kabartma, figürin, mermer, kemik, cam, maden ve pişmiş toprak eser buradan çıkarılmış. Antik kentin yazıtlarının da 178 depremine dair bilgi içerdiğini öğrendik.

Yemişçizade (Alanyalı) Konağı

Agora Örenyeri’ndeki gezimizi tamamladıktan sonra yine aynı bölgedeki Yemişçizade (Alanyalı) Konağı’na ulaştık. 19. yüzyılda inşa edilen ve dönemin mimari özelliklerini barındıran 3 katlı bu konak Cumhuriyetin ilk yıllarında tapu kadastro müdürlüğü ve askerlik şubesi olarak kullanılmış; 1950-1969 yılları arasında Kestelli Kız Okulu olarak faaliyet göstermiş. Daha sonra trikotaj atölyesi olarak kiralanan yapı, 1979’da Akevler Hizmet ve Dayanışma Kooperatifi’ne satılmış, 2013 yılında Konak Belediyesi tarafından kamulaştırılmış.

Yemişçizade (Alanyalı) Konağı

Her ne kadar konağın içini gezemesek de rehberimiz konağın Neoklasik üsluptaki mimarisinden ve zengin süslemeli yüksek tavanları ile özgünlüğünden, geniş bir sofa ile iki yanda sıralanmış odalardan oluşan iç mekândan, alçı tavan göbekleri ve yer yer altın yaldızla boyanmış süslemelerden bahsederek konağın içini adeta gezdirdi bizlere. Konak Belediyesi tarafından şu an restorasyon çalışmaları süren Yemişçizade Konağı bu yıl 9 Eylül itibariyle ‘100. Yıl Anı Evi’ olarak konuklarını ağırlamaya başlayacak.

Yemişçizade Konağı ile ilgili bilgilerimizi de edindikten sonra İnönü Mahallesi’nin dik merdivenlerinden çıkarak Mustafa İsmet İnönü’nün doğduğu ve altı sene yaz dönemlerini geçirdiği İsmet İnönü Anı Evi ve Kitaplığına vardık. Kaynaklar, İnönü’nün, o dönem dayısınca kiralanmış konağa olan sevgisini ‘Bana göre dünyanın en güzel köşküdür’ diyerek ifade ettiğini söyler.

İsmet İnönü Cumhurbaşkanı iken, dönemin İzmir Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz evi, Belediye adına satın almış. İzmir Belediyesi’nin 1950’den sonra elden çıkarmak istediği evi, İnönü’nün yakını İzmirli iş insanı Şerif Remzi Reyent satın almış ve İnönü’nün eski arkadaşlarından Org. Ali Fuat Erden’in kızı Ayla Ökmen’e hediye etmiş. Onun tarafından İnönü Vakfı’na bağışlanan 112 m2 yüzölçümlü bina, bir dönem İzmir Belediye Başkanı olan Yüksel Çakmur ile İnönü Vakfı’nın iş birliğiyle ziyarete açılmış. Daha ciddi bir bakıma ihtiyaç duyan ev, aralarında Kültür Bakanlığı ve Konak Belediyesi’nin de bulunduğu çeşitli kurumlar ve kişilerin katkısıyla restore edilip 1999’da yeniden ziyarete açılmış.

İnönü Vakfı ile Konak Belediyesi, 2013’de evin ortaklaşa kullanımı ve işletimi temelinde bir protokol imzalanmış. 2018 yılında, Prof. Dr. Engin Berber’in danışmanlığında VİZAR Anonim Şirketi, anı evini son kez elden geçirip müze standartlarına yükseltmiş. İsmet İnönü ve dönemiyle ilgili temel kitapları içeren bir ihtisas kütüphanesinin ilave edildiği bina, “İsmet İnönü Anı Evi ve Kitaplığı” ismiyle 2018 yılında yeniden bizim gibi ziyaretçileriyle buluşmaya başlamış.

Gezimizi burada sonlandırıp önünden geçtiğimiz Tarihi Arap Fırını’ndan sıcak simitlerimizi almayı ihmal etmeden Kemeraltı’na doğru yol aldık ve öğle yemeği için dağıldık. Siz de olur da aynı güzergahla bir Şehir içi tarihi tur yaparsanız Kemeraltı’nın ara sokaklarında kaybolup çok sayıdaki sinagogu keşfetmeden, öğle yemeği için Kemeraltı’nda Numan Pide’nin pidelerini, Süt Çiçeği’nde sinisiyle önünüze gelen kazandibini yemeden; öğleden sonra İzmir Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzelerini gezmeden turunuzu bitirmeyin derim. Biz bu müzeleri daha önce gezmiş olduğumuz için bu kez rotamızdan çıkardık. Hepimiz için çok keyifli bir gezi oldu. Kendi şehrimizde turist olmanın tadını çıkardık.

Hepinizin bu tarihi, sosyal ve görsel keyfi tatmanızı dilerim.