4857 Sayılı İş Kanunu’na göre; işveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Kanunu gereğince, İşveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işveren vekilleri, bu Kanunun uygulanması bakımından işveren sayılır. “Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmeliği“nde; şantiye şefinin yapı müteahhidi adına, yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt ve projelere uygun olarak gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan inşaat ve iş organizasyonunu sağlamak, mevzuatın öngördüğü her türlü tedbiri almak, uygulamak ve uygulatmakla sorumlu olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla, şantiye şefi, yapı müteahhidi adına şantiyenin sorumlusu ve sahadaki temsilcisi olup işçilere karşı işveren vekilidir.
“Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmeliği“ göre, şantiye şefi, yapı müteahhidi adına, yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt ve projelere uygun olarak gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan inşaat ve iş organizasyonunu sağlamak, mevzuatın öngördüğü her türlü tedbiri almak, uygulamak ve uygulatmakla sorumludur. Şantiye şefi, inşaat ve tesisat işlerinde yetki belgeli usta çalıştırmak ve belgelerinin bir örneğini şantiye dosyasında bulundurmak zorundadır. Şantiye şefi görev aldığı yapım işinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemin aldırılması yetkisine sahiptir. Şantiye şefi, görev almış olduğu inşaatta; yapım/yıkım işleri sebebiyle çevre yapılarda oluşan veya oluşması muhtemel hasarları idaresine, meydana gelen iş kazalarını 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda öngörüldüğü şekilde ilgili mercilere derhal bildirmek zorundadır.
Ülkemizdeki iş kazaları istatistikleri incelendiğinde her yıl en çok ölümlü iş kazalarının yapı işleri sektörümüzde meydana geldiği görülmektedir. Her sene yüzlerce masum işçi şantiyelerde yaralanmakta, ömür boyu engelli kalmakta ve hatta yaşamlarını yitirmektedirler. Yüzlerce şantiye şefi meslektaşımız da hem vicdan azabı çekmekte hem de mahkemelerde yargılanıp cezalandırılmaktadır. Şantiyelerde ölümlü iş kazaları en çok yüksekten düşme (iskeleden düşme, kalıp çökmesi, döşeme kenarlarından ve boşluklarda düşme, vb.) şeklinde gerçekleşmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatımıza göre yüksekte çalışmalar (iş iskeleleri, dış cephe kaba ve ince imalatlar, vinçle çalışmalar, vb.) ehil kişi gözetiminde yapılması, iş güvenliği önlemlerinin uygulanmasının ve kişisel koruyucu donanımları kullanımlarının işveren ve vekilleri tarafından denetlenmesi şarttır. Yapım işlerinin her aşamasında çok sayıda alt yüklenici (taşeron) çalışmak olup dinamik risklerin ve sürekli değişken tehlikelerin bulunduğu şantiye ortamlarında başarılı alt yüklenici koordinasyonu ve yönetimi de iş kazalarının azaltılmasında önemli rol oynamaktadır.
Çok tehlikeli işyeri sınıfında yer alan şantiyelerimiz, ölümlü iş kazalarının en çok meydana geldiği sektördür. Devamlı değişken tehlikelerin ve çok sayıda taşeronun bulunduğu yapım işlerinin başarılı bir şekilde yönetilmesi, organize edilmesi, programlanması ve denetlenmesi için işveren vekili ve şantiye sorumlusu statüsünde bulunan her bir şantiye şefinin aynı anda beş değil ancak tam zamanlı olarak sadece bir şantiyede görevlendirilmesi ile şantiye iş kazalarının ve işçi ölümlerinin önlenebileceği şüphesiz doğru bir tespittir.
Şantiye iş kazalarının ve işçi ölümlerinin azalması, iş güvenliği gereğince de her şantiye tam zamanlı bir şantiye şefi görevlendirilmesini diliyoruz.