“22 Mart”, 1993 ten beridir her yıl Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünyada suyun öneminin hatırlanmasına amacıyla “Dünya Su Günü” olarak kutlanmakta. Her ne kadar 2020 yılı teması “Su ve İklim Değişikliği” olarak belirlenmiş olsa da, tüm dünya ve ülkemiz 2020 yılının 22 Mart`ına (SARS-Corona-2) koronavirüs pandemisiyle mücadele vererek giriyor. Kişisel hijyenin, temiz su kaynaklarının korunmasının, suya erişimin herkes açısından ne kadar önemli olduğu belki de ilk defa bu kadar derinden hissediliyor.
Başta ekonomik ve ticari faaliyetler olmak üzere yarına dair hiçbir sorumluluğu ya da öngörüsü olmayan adımlar ve alınan kararlar neticesinde her geçen gün atmosferimiz kirleniyor, iklimler değişiyor. Sonu gelmeyen kâr hırsı yüzünden binlerce yıllık ormanlar kesilip altlarında madenler aranıyor, yüzyıllık zeytinlikler yok ediliyor, tarım arazileri ranta ve yerleşime açılıyor. Doğanın dengesi ve gücü küçümsenerek akıl ve bilim dışı “dev projeler” hayata geçirilmeye çalışılıyor.Bu gibi gelişmelerin sonucu ise mevcut su kaynaklarımızın kirlenmesi veya kaybedilmesi ötesi iklimimizin değişmesi olarak bilimsel raporlar ile karşımıza çıkmaktadır.
Dahası; ülkesine, doğasına ve suyuna sahip çıkmak isteyenler ise düşman ilan ediliyor ve ötekileştiriliyor.
Savaşlar ve silahlanma ise işin bir diğer yönü. Savaşlarda sadece insanlarımızı ve insanlığımızı kaybetmiyoruz. Aynı zamanda savaş alanlarında doğayı ve doğal hayatı kaybediyoruz. Her türlü konvansiyonel, biyolojik ya da nükleer silah bir yönüyle üretilirken, diğer yönüyle ise hem deneme aşamalarında hem de kullanılırken havamızda, suyumuzda ve doğamızda geri dönüşü olmayan tahribatlar yaratıyor.
Belki de bu günlerde en fazla konuştuğumuz durum olan salgın hastalıkların pençesinde, Dünyadaki gelir dağılımındaki çarpıklık nedeni ile insanlık SU (Yaşam) ile farklı bir sınav vermekte. Koronavirüs ile mücadelede hijyen ve temizliğin önemi her fırsatta dillendirilirken, UNICEF`in açıklamalarına göre 3 milyar insanın ellerini su ve sabunla yıkayacağı kullanım suyu ve lavabosu bulunmamakta. İnsanlığın neredeyse yarısı ellerini yıkayabilecek imkânlara sahip değil ve Su-Hijyen eksikliğinden salgın hastalıklar karşısında korumasız durumdalar.
İçinden geçtiğimiz kötü günlerde maalesef halkımızın kendini koruyabilmek için elinde tek silahı olan “temiz içme- kullanma suyu”nun temin edilmesinde, başta su havzalarının etütlerini ve planlamasını yapan, her türlü biriktirme tesisi, arıtma tesisi, isale hatları, pompa istasyonları, depoları, iletim ve dağıtım hatlarını tasarlayan, inşasında ve evlerde musluklardan suyun akmasında emeği geçen, atık suların yerleşim alanlarından uzaklaştırılarak zararsız hale gelmesini sağlayan meslektaşlarımız olmak üzere, tüm üyelerimizin Dünya Su Gününü kutluyoruz.
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
Yönetim Kurulu
22 Mart 2020