Koronavirüs Salgınında Alınması Gereken Önlemler

Korona virüs (COVID-19) salgını nedeniyle sosyal ve çalışma alanlarına yönelik yenilenerek devam eden tedbirleri yurttaşlarımız gibi bizler de yakından takip etmekteyiz. Dünya genelinde virüsün katlanarak yayılmasına engel olmak ve sağlık sistemine aşırı yüklenmenin önüne geçmek adına yapılan  “evde kalın” çağrılarını önemsemekteyiz.
Meslek Odası olarak toplum sağlığımız için üzerimize düşen her türlü göreve hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulamanın yurttaşlarımıza borcumuz olduğunun bilincindeyiz.

Alışık olmadığımız bu zor süreçte, üyelerimizin karşılaşabileceği sorunlar için Oda avukatımızın ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Komisyonumuzun görevlerinin başında olduğunu bildirir, üyelerimiz ile dayanışma ve birlikteliği artırarak bu sürecin üstesinden gelinebileceği inancında olduğumuzu belirtmek isteriz.

Bu süreçte çalışmaya devam eden meslektaşlarımızın çalışma alanlarında karşılaşabilecekleri soru(n)lara yardımcı olacağı düşüncesiyle hem salgına karşı hem de sosyal haklarına yönelik bazı bilgiler aşağıda detaylı olarak sunulmaktadır.

Meslek disiplinimiz açısından ise afet ve salgın durumunda hayati öneme sahip olan güvenle sığınacağımız konutlarımızın, hastane gibi kamu binalarımızın ve ulaşım yapılarının yapı güvenliğini bir kez daha vurgulamamız gerekmektedir.

Son olarak, yaşanılan salgın sebebiyle canla başla çalışan sağlık emekçilerine sonsuz teşekkürlerimizi sunar, tüm üyelerimize ve ailelerine sağlıklı günler dileriz.

İMO İzmir Şubesi
Yönetim Kurulu
20 Mart 2020


ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre işveren, işçilerin ve teknik personelin sağlıklı ve güvenli bir şantiye çalışmasını sağlamakla, gerekli önlemleri alıp bilgilendirmekle yükümlüdür.

-İş yerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarının sağlanması konusu,  koronavirüs sebebiyle özellikle bu günlerde daha çok önem kazanmıştır. Ülkemizde ve tüm dünyada ağır hastalığa ve ölümlere yol açan virüsün etkinlerine karşı olağanüstü önlemler alınmışken meslektaşlarımızın, işçilerin birbirine yakın çalıştığı ve bir arada bulunduğu iş yerlerinde de yapılması gereken düzenlemelere hız verilmeli ve ihmal edilmemelidir.

-Koronavirüse karşı işçilerin ve teknik personelin korunabilmesi için işverenin mutlaka işyeri hekimlerinden ve iş güvenliği uzmanlarından rehberlik ve danışmanlık hizmeti alması gerekmektedir. Çalışanlara sağlıklarını koruyabilmeleri, ailelerine de hastalığı taşımamaları, kişisel korunma, güvenlik ve hijyen önlemleri konularında için işyeri hekimi tarafından bilgilendirme yapılmalıdır.

-Hamilelerin, yasal süt izni kullananların, engelli çalışanların, yönetici pozisyonundakiler hariç 60 yaş ve üzerinde olanların, Sağlık Bakanlığının belirlediği dezavantajlı grupların (bağışıklık sorunu olanlar, kanser hastaları, kronik solunum yolu hastaları, obezite diabet, kalp damar hastaları, organ nakli olanlar, kronik hastalar) idari veya ücretli izinli sayılmaları gerekmektedir.

-Kişisel eşyaların ortak kullanımından kaçınılmalı, tokalaşma, sarılma, öpüşme vb. selamlaşma yöntemleri terkedilerek uzaktan selamlaşma yapılması konusunda bir özdenetim geliştirilmesi sağlanmalıdır. İşçilerin bol su ve sıvı tüketimi, dengeli beslenme, düzenli uyku, aksırma hapşırma sırasında tek kullanımlık kağıt mendil veya dirseğin iç kısmının kullanılması konularında bilgilendirilmeleri gerekmektedir.

-Servis ve toplu taşıma araçlarını kullanan personelin araç içerisindeki yüzeylere temasları mümkün olduğunca azaltılmalıdır. Servis araçlarının özellikle sık temas edilen yüzeyleri başta olmak üzere temizlik ve hijyeni sık aralıklarla sağlanmalıdır. Servis şoförleri eldiven kullanmalı ve sık sık değiştirmelidirler.

-İş yerlerine girişte işçi, teknik personel ve ziyaretçilerin vücut ısıları sağlık personeli tarafından ölçülmeli, ateşi yüksek olanlar enfeksiyon riskine karşı işyeri hekimleri ve aile hekimlerine yönlendirilmelidir. İşçilerin ve teknik personelin mesai başlarında ve sonlarında, çay molalarında, öğle aralarında, vb. her an ellerini sabunla yıkamalarına olanağının sağlanması zorunludur. Mümkün olmayan durumlarda kolonya ve Sağlık Bakanlığı onaylı, biyosidal belgeli, % 70 alkol oranına sahip el dezenfeksiyonuna çalışanların rahatça ulaşabilmeleri sağlanmalıdır.

-Teknik ve idari personel toplantıları temiz, iyi havalandırılan salonlarda ve aralarında 1 (bir) metre mesafe olacak şekilde oturma düzeninde yapılmalıdır.

ÇALIŞMAKTAN KAÇINMA VE HAKLI FESİH HAKKI

İş hukuku açısından sözleşme feshi ve kaçınma hakkı ile ilgili olarak;  sağlık nedenleri grubuna girebilecek fesih nedeni 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında yer almaktadır.

Bu hükme göre, “Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhal kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir. Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi halinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.” denilmektedir.

Çalışmaktan kaçınma hakkının kullanılabilmesi için çalışanların ciddi ve yakın bir tehlike ile karşı karşıya bulunması gerekir. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 22. maddesine göre, “Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere kurul oluşturur. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararlarını uygular”.  Eğer işyerinde kurul oluşturulmuşsa işçilerin çalışmaktan kaçınma hakkını kullanabilmeleri için kurul kararı aranacaktır. Çalışanın talebi üzerine kurul aynı gün acilen toplanarak kararını verecek, durumu bir tutanakla saptayacak, durumu çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirecektir (6331 s. K. m.13/I).

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun m.13, f.2 hükmü uyarınca işçinin gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınıncaya kadar çalışmaktan kaçındığı halde işverenin ücret ödeme borcu devam etmektedir.

Kurul kararına veya işçinin talebine rağmen işveren gerekli önlemleri almamakta ısrar ederse, işçi iş sözleşmesini derhal feshedebilecektir. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun m.13/f.4 hükmüne göre, “İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilir”. Bu hüküm ile işçilere haklı nedenle derhal fesih hakkı tanınmıştır. İşçinin yapacağı feshin çalışma koşullarının uygulanmaması nedeniyle İş K. m. 24/II-f’ye dayandırılması işçinin lehine olacak; böylelikle işçi için kıdem tazminatı yanında İş K. m.26/2 uyarınca tazminat isteme hakkı da doğacaktır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu m.13/5 hükmüne göre, “Bu Kanunun 25 inci maddesine göre işyerinde işin durdurulması halinde bu madde hükümleri uygulanmaz”. Bu hükme göre, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği nedeniyle bir idari yaptırım olarak işyerinde iş durdurulursa işçinin İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu m.13 hükmü uyarınca çalışmaktan kaçınması veya iş akdini haklı nedenle feshetmesi mümkün olmayacaktır.

50 ya da daha fazla çalışanın bulunduğu işyerlerinde kurulan İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu tarafından verilen kararların ve kurul oluşturulması zorunlu olmayan işyerlerinde alınması gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığının, uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesi, kararın işverenlerin iradesine/inisiyatifine bırakılmamasının uygun olacağı düşünülmektedir.