İmar Barışı İsmi Altında Kaçak Yapılara Af Getirenler
Bu Sizin Eserinizdir!
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından, Kartal’da meydana gelen bina çökmesiyle ilgili yapılan açıklama. 07 Şubat 2019
6 Şubat 2019’da, İstanbul Kartal’da 8 katlı bir bina çöktü. Binada 14 daire ve zemin katta konfeksiyon atölyesi bulunuyordu. İstanbul Valiliği tarafından yapılan açıklamada, binanın üç katının kaçak olduğu, enkaz altında çok sayıda insanın olduğu belirtildi.
Binanın neden göçtüğü, göçme öncesi uyarı verip vermediği bilinmiyor. Basına yansıyan ilk bilgilere göre 1992’de ruhsatlı şekilde yapılan binayla ilgili yıkım kararı olup olmadığı, imar affına başvurup başvurmadığına dair açıklama yapılmadı.
Son birkaç ay içerişinde meydana gelen göçme ve yıkılmalara bakıldığında bunun bir varsayımdan öte gerçeklik olduğunu görürüz. Bağcılar Kirazlı Sokak’ta ve Beyoğlu Sütlüce Sokak’ta bulunan iki bina göçmüş, Sancaktepe’de bir ilkokulun istinat duvarı yıkılmış, Ümraniye Parseller Mahallesi’nde metro kazısı nedeniyle binalar göçme tehlikesi nedeniyle boşaltılmıştır.
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Kartal Sema Sokak’a acilen heyet göndermiş, ilk gözlemlere göre çökmenin zemin kattaki kolonların taşıma kapasitelerini yitirmesi nedeniyle olduğu sonucuna varmıştır. Benzer olaylar daha önce de yaşanmıştı; Konya Zümrüt Apartmanı, Diyarbakır Hicret Apartmanı, Zeytinburnu Beştelsiz Mahallesi’ndeki bina da aynı nedenle çökmüş ve onlarca insan hayatını kaybetmişti.
İstanbul Yapı stoku mevcut durumu ortadadır. Yapı stokunun büyük bölümü ya ruhsatsız ve kaçaktır ya da mühendislik hizmeti almadan üretilmiştir. Meydana gelen her olay ister istemez depremi akla getirmektedir. Olası bir depremde İstanbul yapı stokunun ne tepki vereceğini tahmin etmek için inşaat mühendisi olmaya gerek yoktur. Açık ki İstanbulluların can ve mal güvenliği bulunmamaktadır.
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin, İmar Barışı ismi altında başlatılan ve esasen imar affı olarak uygulamaya alınan girişime yaptığı itirazın ne kadar dayanaklı olduğu açığa çıkmıştır. İstanbul’da pek çok bina aynı durumdadır ve ne yazık ki bu sebepten dolayı haklı çıkmaya devam edeceğiz.
İmar affına neden gerek duyulmuştur? Mühendislik hizmeti almadan üretilen yapıların yasal statü elde ederek mevcudiyetini sürdürecek olmasından vatandaşların can ve mal güvenliği ve kamu yararı açısından zararı bir tarafa bırakalım, ne gibi bir yarar umulmaktadır? Yoksa karar vericileri harekete geçiren imar affı başvurularından toplanacak para mıdır? İnsan hayatı ne zaman öncelikli olacaktır?
Bu sorunların yanıtı ne olursa olsun, gerçek yanıt Kartal’da depreme bile maruz kalmadan binanın göçmesiyle verilmiştir. İmar affının kaçınılmaz sonucu budur ve bu facialar devam edecektir. Mühendislik mesleğini itibarsızlaştıran, yapı üretim sürecinin dışına çıkartmaya çalışan zihniyetin eseriyle bugün Kartal’da karşı karşıya kaldık. Korkarız ki kalmaya da devam edeceğiz.
Kartal faciası, afet sonrası organizasyonda ne kadar yetersiz olduğumuzu da açığa çıkartmıştır. Bir binada bile yetersiz kalan müdahale ve kurtarma çalışmalarının olası bir İstanbul depreminde nasıl hayata geçeceğini düşünmek bile geleceğe dönük kaygıları çoğaltmaktadır.
Merkezi yönetim ve yerel yönetimler tarafından acilen hayata geçirmesi gereken önlemler bulunmaktadır. Yapılar güvenli hale getirilmeli, afet sonrası çalışmaları bilimsel temele oturtmalıdır. Bunları yapmak yerine olumsuz sonuçlar doğurması kaçınılmaz olan uygulamalar başlatmak, imar affı ilan etmek kent ve insanlık suçu olarak tarihe geçecektir.
Olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına sabır ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Yönetim Kurulu
İMO İzmir Şube Başkanı Gürkan Erdoğan:
Haber Ekspress – 18 Ağustos 2018
Binaları Deprem Değil, İmar Affı Yıkacak
Milyonlarca insanı ilgilendiren ‘İmar Barışı’ yasasından sonra insanlar kaçak kat çıkmaya ve bu katları tapulaştırmaya başlamıştı. Dayanıksız olan yapıların üzerine fazladan kat çıkılmasıyla Marmara depreminin yıl dönümünde olduğumuz haftada akıllara güvenlik konusu geliyor. Konu ile ilgili kaygılarını dile getiren İzmir İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Erdoğan, imar affının tehlikeye yol açtığının altını çizdi.
İmar Barışı’nda devletin kendi sorumluluğu olan güvenliği sağlama görevini vatandaşa yüklediğini söyleyen Erdoğan, “İmar Barışı’nda şöyle bir ifade var: Kat maliki yapısının depreme karşı güvenli olduğundan kendisi sorumludur. Belediye Yasası’na ve Anayasa’ya göre devlet ve belediye, il ve ülke sınırlarında yaşayan vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu gelen madde ile devlet aslında kendi görevini vatandaşa yüklemektedir. Ben kendi güvenliğimi sağlamak durumunda değilim. Polis ve jandarma benim güvenliğimi sağlamak zorunda. Bu genel olarak devlet işleyişinde temel ilkeye bile aykırı bir şeydir. İmar Barışı’na giren binaların dayanıklılığının sorgulanması gerektiğini belirten Erdoğan, vatandaştan bazı şeyler istenmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan “Bu anlamda İmar Barışı’na giren binaların tamamının depreme karşı dayanıklılığının mutlaka sorgulanması gerekir. Öncelikle imar affına başvuran vatandaştan şunların istenmesi gerekir:
Uzman bir inşaat mühendisinden, müşavir bir firmadan bina depreme karşı güvenli mi? En azından temel kuralları sağlıyor mu? Kolon kiriş yerleşimi var mı? Karot numunesi alındığında belirli bir değeri sağlıyor mu? Bunlar gibi en azından temel standartların acilen sorgulanması gerekir. Yapı eğer depreme karşı dayanıklı değilse buna ruhsat verilmemeli. Anında bu duruma müdahale edilmesi gerekir.
‘İnşaat mühendisi ile depremden önce tanışın’
İmar affı ile kat çıkmadan önce inşaat mühendislerine danışılması gerektiğini belirten Erdoğan, ruhsatı alınca işin bitmediğini söyledi. Erdoğan “Kapsam anlamında cumhuriyet tarihinin en büyük imar affı. Yaşadığımız depremler bizi çok geriye götürdü. Kaçak binalarda yaşayan insanların can ve mal güvenliklerinden ciddi şüphe duyuyoruz. İnşaat mühendisi ile depremden sonra değil, önce tanışın. Biz oda olarak İmar Barışı sürecini anlatan bir dakikalık animasyon filmi yaptık. O videomuz çok tuttu ve yüz binlerce kişiye ulaştı. Olabildiğince vatandaşları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Kimse ben ruhsatımı aldım, oh bitti bu iş diye bakmasın. Çünkü o kaçak yapı herhangi bir mühendislik hizmeti almadan yapıldı. Belki bir emlakçıda mimari proje yapıldı ancak kime ne yaptırıldığı da belli değil. O şekilde imar edildi. İçinde oturduğun yapı ruhsatı alınınca depreme dayanıklı olmuyor. Ehliyetin arabayı kullanmadığı gibi. Şu an ehliyeti almış oldular ancak bu şekilde arabayı kullanmaya kalkarlarsa kaza yaparlar” dedi. Denetimin şu an bile yapılması gerektiğini ve yapılmadığını belirten Erdoğan “İmar Barışı’nda şöyle bir ibare var: Vatandaş eğer kabasını bitirdiyse incesini bitirmesi için de fırsat verilir. Diyelim ki benim 2 katlı kaçak bir yapım var, bunun 3. katının da kabası bitmiş durumda. Yasa ise şunu diyor: 3. katta inceyi bitirmesi için fırsat verilir. Bu yasa çıktıktan sonra Atatürk Mahalesi’ne giderseniz eğer orada insanların 2 katlı yapılarını 4 kata çıkardığını görürsünüz. Yasa çıktıktan sonra kaba inşaat çıkıldı. Yani aynı bina daha uzatıldı, daha da büyütüldü. Benim korkum şu: Bununla ilgili herhangi bir denetim de yok. Yetkili ağızlar tarafından herhangi bir denetim yapılmadığı açıkça söylendi. Deprem olmadan binalar kendi kendine yıkılacak. Çünkü vatandaş bir kat daha kazanayım diyerek sürekli kat çıkmaya devam ediyor. Bu durum böyle devam ettiği müddetçe depreme gerek duymadan binalar yıkılacaktır. Şu anda bakanlığın gidip bu kaçak katların yapıldığı yerde denetim yapması gerekiyor. Acaba o katlar İmar Barışı’ndan önce mi yapıldı yoksa yasadan sonra mı yapıldı diye denetim yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.